GÖZ KAPAĞI ESTETİĞİ
Gözlerimiz kalbimizin aynasıdır; tüm duygularımızı, düşüncelerimizi, hislerimizi ifade etmekte kullandığımız, çevremizle bağımızı, iletişimimizi sağlayan organlarımızdır. Ancak bu iletişimi ve bağı tek başına değil, çevresinde bulunan diğer yapılarla bir bütünlük içinde sağlar. Bu yapıların ise en önemlisi göz kapaklarımızdır. Alt ve üst göz kapağı yapı olarak birbirinden çok farklıdırlar. Üst kapak daha hareketli, alt kapak daha sabittir. Göz kapaklarımız işlev olarak gözlerimizi her türlü dış etkene karşı korur, dinlenme halindeyken ise göz üzerinde gün içinde olmuş olan hasarların onarılmasına yardımcı olur. Kirpik bölgesinde üretilen salgılar ise uyku esnasında gözlerin tam kapanmasına ve mikroplardan korunmasını sağlar.
Ancak gençliğimiz boyunca bu önemli görevleri sürdürerek gözlerimizi türlü düşmandan sakınan bu önemli yapılar, geçen zamanla beraber bazı şekil değişikliklerine uğrarlar. Yüzümüzdeki yaşlanmanın en önemli belirtileri göz çevresinde, daha spesifik olmak gerekirse göz kapaklarında başlar. Üst kapağın derisi gevşer, bollaşır ve sarkmaya başlar. Alt kapağın ise altında torbalanmalar oluşur. Burada da görev biz estetik cerrahlara düşer ve bu vefakar organlara gençlikteki görünümlerini geri kazandırmayı hedefleriz.
Üst Göz Kapağı Estetiği (Üst Blefaroplasti)
Üst göz kapağımız tabakalar halinde, deri, orbiküler kas, septum (bir çeşit zar), yağ yastıkçıkları, levator kas ve konjunktiva (gözün iç kırmızı kısmı) olarak devam eder. Üst göz kapağı estetiğinde yapılan işlemler şimdi sayacaklarımı içerebilmektedir;
-Fazla derinin alınması
-Kas dokusunun kuvvetlendirilmesi
-Torbalanma yapan fazla yağ torbalarını küçültülmesi ve gereğinde yağların yerinin değiştirilmesi
-Gevşeyen levator kasının onarımı (göz kapağı düşüklüğünün -pitoz- tedavisi için)
Bu işlemler sonucunda gözlerin önüne doğru sarkma yapan fazla deri uzaklaştırılarak görüş alanı arttırılmış olur. Göz kapağı düşüklüğü giderilerek bakışlar canlandırılmış olur ve yağ torbalarındaki yağ dağılımı düzenlenerek daha doğal, genç ve güzel bir ifade sağlanır. Üst kapak estetiğine çoğu zaman kaşa yönelik işlemler de eş zamanlı uygulanmaktadır.
Alt Göz Kapağı Estetiği (Alt Blefaroplasti)
Alt kapaklarda ise sıkıntı daha çok göz altı torbalanmalarıdır. Bu torbalanmaların oluşma sebebi yine göz altı yağ dokularının zaman içinde deriyi ve bağ dokuları ittirerek dışarı doğru fıtıklaşmasından kaynaklanır. Sonuç olarak gevşek ve fazla bir deri, gevşemiş kirpik hattı, torbalar ve gözyaşı oluğu dediğimiz göz altı kemiğinin belirginleşmesi gibi deformiteler ortaya çıkmaktadır. Dr. Hüseyin Güner’in bu deformiteler için 2008 yılında geliştirdiği ve “Perkütan Alt Blefaroplasti” olarak tanımladığı bir tekniği bulunmaktadır. Bu tekniği birçok yurt içi ve yurt dışı kongre ve toplantılarda sunmuş, hatta meslektaşlarının da sonraki kongrelerde bu tekniği uyguladığını ve başarılı sonuçlar aldığını görmüştür. Bu teknikte, lokal anestezi altında çok küçük bir delikten göz altı yağ pakelerine ulaşım sağlanmakta, bu yağlar transpoze edilmekte (hacim olan yerlere yerleştirilmekte) ve sonrasında fazla derinin çıkarılması, kantal onarım ve karbondioksit lazer uygulaması yapılmaktadır. Bu kısmında biraz teknik detay vermiş olsak ta kısacası söylediğimiz şey, sarkan ve gevşeyen dokuların onarımı ve alt kapağa gençlikte olduğu gibi sağlam, gergin ve canlı halini geri sağlamaktır. Sonuçları son derece yüz güldürücü olmakla birlikte bu teknik dünya literatüründeki yerini almıştır.